KAHDEM mahkemelerin koruma kararlarını inceledi
KAHDEM (Kadınlara Hukuki Destek Merkezi), 25 Kasım Kadına Şiddet Günü nedeniyle basın bildirisi yayınlayarak, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun Uygulaması konusunda 11 ildeki Aile Mahkemelerinin Değişik İş Defterine kayıtlı 2 bin 019 başvuru incelenerek yaptıkları araştırma ve gözlemlerinin sonuçlarını açıkladı
KAHDEM’den yapılan açıklamada; koruma kararlarıyla araştırma ve gözlemlerinin sonuçlarıyla ilgili özetle şu görüşlere yer verildi:
1- Koruma kararları genellikle gerçekleşmiş bir şiddet olayından sonra verilmektedir.
Oysa 4320 sayılı yasanın amacı şiddeti önleyerek kadını korumaktır.
Bu nedenle koruma kararı verilebilmesi için gerçekleşen şiddetin delil olarak değerlendirilmesi ve tıbbi darp rapor talep edilmesi şiddetle mücadeleyi etkisiz hale getirmektedir.
2- Koruma kararının verilmesinde şiddetin ihtimal dahilinde olması yeterli sayılmalıdır.
3- Koruma kararları soruşturulan dosyalar üzerinden Savcılık tarafından istenmektedir.
Bu durum yasanın res’en uygulanması bakımından oldukça olumlu ise de şiddet mağdurlarının kolluğa başvurma zorunluluğu olmaksızın doğrudan Aile Mahkemesine başvurma olanağından henüz yeteri kadar yararlanmadıklarını göstermektedir.
Kadınların şiddetten korunma konusunda cesaretlendirilmeleri ve yasal düzenleme / yasal olanaklardan yararlanma olanakları kadınlara etkili ve eylemli olarak duyurulmalıdır..
4- Kadınların ,şiddetten korunmada bir avukattan hukuki destek alması yetersizdir.
CMK değişikliği sonrası mağdurlara baro tarafından vekil atanması olanağı kadın mağdurlarca bilinmemekte ve bu hak karakol ve diğer aşamalarda kadınların anlayabileceği şekilde kendilerine bildirilmemektedir.
Bu nedenle kolluğun kadının insan hakları ve şiddetten korunma da yasal olanaklar konusunda eğitilmesi kadına yönelik şiddetle mücadelede zorunluluktur.
5-Yasanın amacı gereği koruma kararlarının” DERHAL” verilmesi gerekirken bu süre genel olarak korunma kararından beklenen yararı ortadan kaldırabilecek kadar uzun olabilmektedir.
Gece ve hafta sonu şiddet tatil yapmamaktadır.
Nöbetçi Mahkemelerin 24 saat karar verebilir durumda bulundurulmaları zorunludur.
6-Aile gibi yaşayan fakat resmi nikah olmayan birlikteliklerde ve ,boşanma sonrasında kadın genellikle şiddete karşı korunamamakta ve medeni durumuna göre ayrımcılığa uğramaktadır.
Şiddetten korunmak evrensel bir haktır ve kadınlar arasında medeni durumlarına göre ayrımcılığa derhal son verilmelidir.
7-Verilmiş koruma kararlarının etkin kontrolü yapılmamakta karara rağmen kadın yeniden şiddetle . karşılaşabilmekte ve hatta hayatını kaybedebilmektedir.
Koruma kararlarının fiilen yarar sağlaması ve etkin olması için DERHAL ve yeteri kadar önlem alınmalıdır.
8-Kadınların şiddet ve diğer hukuki sorunları nedeniyle adalete ulaşmaları ve bir avukattan hukuki destek almaları yeterli düzeyde değildir.
Kadının insan hakları ve adalete ulaşma konusunda yaygın bir bilgilendirme yapılması ve danışma/destek merkezlerinin oluşturulup sayısının arttırılması gerekmektedir.
9-Şiddetle etkili mücadelede kadının aile içinde ve toplumdaki temel haklara aykırı olan geleneksel rollerin devamı şiddetin de devamını sağlamaktadır.
Toplumsal cinsiyet ve kadının insan hakları konusunda HEMEN yaygın bir eğitim ve davranış değişikliği için hükümet ulusal bir eylem planı yapmalı ve kadın için devam eden eşitsiz hayatı değiştirmelidir..
10-Koruma kararı verilmesinde mağdurun başvurundan başka ihbar yolu ile de karar verilebilme olanağı yeteri kadar kullanılmamaktadır.
Yurttaşların kadına yönelik şiddet konusunda ihbar yolunu denemeleri için cesaretlendirilmeleri ve kadına yönelik şiddetle ilgili Kadın örgütlenmelerinin bildirimleri yeteri kadar önemli sayılmalıdır.