GÖÇ ETMEK İSTEMİYORUZ-KAHDEM 8 MART 2013 BİLDİRİSİ

GÖÇ ETMEK İSTEMİYORUZ

Evlendim… Nüfüs cüzdanım değişti, sadece medeni halim bekardan evliye dönüşmedi; tüm kütük bilgilerim yenilendi. Babamın kütüğünden eşimin kütüğüne “kaydi göç” yaşadım.

Bankama yeni nüfus cüzdanımla başvuru yaptım, bankadaki kişisel bilgilerim değişti; kredi kartlarım değişti. Bankadakiler yeni medeni halim için beni tebrik etti. Pasaportumu değiştirdim; çünkü neredeyse adım dışındaki tüm bilgilerim yepyeniydi. Aynı şeyi ehliyetim için de yaptım, emniyetteki banko memuru beni tebrik etti.
Mesleğim, avukatlık; bu nedenle baro üyesi olma zorunluluğum var. Baroya gittim, bilgilerimi değiştirdim, baro kalemindekiler beni tebrik etti. Vergi dairesine de bilgi vermek zorunda kaldım; vergi kayıtlarındaki kişisel bilgilerim “güncellendi.” Muhasebecimin katibi beni tebrik etti. Bu yetmedi, kartvizitimi değiştirdim. Eh, büronun girişindeki tabela da değişti tabii. Müvekkillere haber vermek lazımdı, yeni vekaletname gerekecek. Hangi birinden başlasam? Şimdi hepsine açıklama yapılacak; tebrikler, tebrikler… O vekaletnamelerin hepsi dosyalara tekrar, teker teker sunulacak…
Eşim de avukat, o hiçbir şey değiştirmedi. Kuşku yok ki o da evlendi… Tebrikler!

Ben, göç ettim. Yerimden yurdumdan edildim. Yeni bir yere taşınırken aynı sefaleti yaşarsınız, bilenler bilir. Oraya koştur, buraya koştur. Herşey değişsin… Halbuki alt tarafı evlendim! Kime ne? Size ne? Baroya ne? Müvekkilerime ne?

Boşandım… Nüfus cüzdanım değişti, babamın kütüğüne geri döndüm. Yeni medeni durum, eski tabiyet. İkinci kaydi göç!
Banka, pasaport,ehliyet,baro,vergi dairesi, kartvizit, tabela ve müvekiller! Şimdi hepsine açıklama yap; üzüntülerini dinle; “yanlış anlamayın ama sebep nedir, diye sorsam? Yani sizin gibi bir hanımdan boşanılır mı hiç.” diyenleri geçiştir.Vah vahlar, tüh tühler…
Eşimle boşandık; tahmininiz doğru, o pek bir evrak değiştirmedi…Tebrikler!

Medeni Kanunun evli kadının kocasının soyadını taşıması yükümlülüğünü düzenleyen 187. maddesinin Anayasaya aykırılığı ve kadının evlenmeden önceki soyadının kullanılması talebi dava konusu olduğunda Anayasa Mahkemesi, erkek eşin soyadının aile soyadı olarak kabulü konusunda ısrarcı davranmış ve bu kuralın, aile birliğinin korunması, nüfus kayıtlarının düzenli tutulması, soyun belirlenmesi, kamu yararı ve kamu düzeni gibi gerekçelerle korunması gerektiğine hükmetmiştir. Oysa, kişinin ismi üzerindeki hakkı, şahsa sıkı sıkıya bağlı, devredilemez, feragat edilemez haklardandır. Kişinin temel hak ve özgürlükleri ile ilgili bir konudur. Bu türden temel bir hakkın kısıtlanmasına, kamu yararı ve kamu düzeni gibi olur olmaz her şekilde kullanılan bir kavramla meşruiyet kazandırmak, kabul edilmemelidir.
Aile birliğinin erkeğin soyadını kadının ve çocuğun taşımasıyla sağlayacağına duyulan inanç ise hayli tartışmalıdır. Kadına, evlenmesiyle birlikte adeta tabiyet değiştirten ve yaşamını zorlaştıran bu uygulamanın ailenin birliğine en ufak bir katkısı olmadığı açıktır. Kadının soyadının değiştirilmesi, kadının erkekler arası aile mülkiyetinde yer değiştirmesinin bir tezahürü olarak okunmalıdır. Bir cinsin diğerine biat ettiği durum, bu coğrafyanın “birlik-beraberlik” anlayışına uygun bir durumdur. Bu anlayışın kadınlar üzerinden sağlamasının alınmasını kabul edilemez buluyoruz.

Nüfus kayıtlarının düzeni, evli kadının soyadının değişmesine bağlı değildir. Yeni nüfus sitemi (MERNİS) ile hepimiz isimlerimizden önce, artık birer numarayız. Nüfus kayıtlarının düzeninin de kadınların evlenme ve boşanmalarında onlara sınırsız sıkıntı verecek şekilde sağlanacağını düşünmek dahi istemiyoruz. Bizi numarayla tanıyan sistem, adlarımızı serbest bırakmalıdır.
Türkiye Hukukunda geçerli olan aile soyadında zorunlu birlik ilkesine de karşıyız. Herkes, kendi soyadıyla kalabilmelidir. Eşler aralarında ortak bir soyadı belirlemediği sürece soyadlarında evlenme ile herhangi bir değişiklik olmamalıdır. Çocuğa kimin soyadının verileceğine ise eşler ortak karar vermelidir.

Geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sunulan 4. yargı paketinden kadının soyadına ilişkin özgürlükçü düzenlemenin neden çıkarıldığını anlayamıyoruz.

KAHDEM olarak, bu yıl 8 Mart’ta, sorun alanı olarak kadının soyadı konusunu belirliyor ve ulusal alanda etkin iç hukuk yolu olmadığından kadınları CEDAW Komitesine başvuru yapmaya davet ediyoruz!

Artık göç etmek istemiyoruz!

KADINLARA HUKUKİ DESTEK MERKEZİ (KAHDEM)

Bu alanda hukuki destek sorularının gönderilmemesini rica ediyoruz.
Maille gönderilen hukuki destek kapsamındaki sorular yanıtlanmamaktadır.

Kapat