6284 SAYILI KANUN GEREĞİ VERİLEN – TEDBİR KARARININ UZATILMASI TALEPLERİ REDDEDİLİYOR.
1-KANUNUN AMACI:
Bilindiği gibi 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 8 Mart 2012 tarihinde kabul edilerek 20 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Düzenlemeye göre kanunun amacı ( m1/1)”” şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.””
2-KANUNUN UYGULAMA YAYGINLIĞI:
6284 Sayılı Kanun başvurunun masrafsız olması ve kararın çok kısa sürede verilmesi ve etkinliği sebebi ile şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi olan kadınlar tarafından benimsenmiş ve etkin biçimde yararlanma olanağı sağlamış ve her yıl yasa gereği başvuru sayısında da artış olmuştur.
Adalet Bakanlığı’nın 2021-22 yıllarında faaliyet yürüten bir meclis komisyonuna mahkemeler tarafından haklarında koruyucu ve önleyici tedbir kararı verilmiş kişilerin sayısına ilişkin sunduğu verilere göre 2021 yılında hakkında önleyici tedbir kararı verilmiş kişi sayısı 272.870 ve koruyucu tedbir kararı verilmiş kişi sayısı 10.401 dir. [1]
3-SON DÖNEMDE YAŞANAN SORUNLAR:
Kanunun 8/ 1 maddesine göre Tedbir kararı, ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir. (/2 maddesine göre ise Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir
Yasanın metninde hiçbir değişiklik olmadığı halde son dönemlerde farklı adliyelerdeki mahkemelerin benzer gerekçelerle önleyici kararın uzatılması taleplerinin sıklıkla reddedildiği gözlemlenmektedir.
Mahkemeler tedbirin uzatılması talebinin reddine gerekçe olarak:
Süresi içerisinde somut bir ihlalinden bahsedilmemesi, tedbir kararından sonraya ilişkin somut şiddet veya şiddet tehdit olgusu isnadı bulunmadığı, kararın uzatılmasını gerektirir boyutta güncel makul ve somut bir gerekçenin belirtilmediği, daha önce verilen koruma kararlarının amaca uygun ve yeterli olması yeni delil olmadan 6284 SK uyarınca koruma tedbirlerinin uygulanmasını hak ihlali olduğu, şeklinde özetlenebilir.
4-MAHKEMELERIN TEDBIR KARARININ UZATILMASI TALEBININ REDDİ GEREKÇELERİ YERİNDE DEĞİLDİR.
Zira:6284 sayılı yasa şiddet veya şiddet tehlikesinden korunmayı amaçlayan bir yasadır. Şiddet gerçekleştikten sonra ikincil şiddetin önlenmesi yasanın asıl değil ikincil amacıdır.
Gerekçede “ Süresi içerisinde somut bir ihlalinden bahsedilmemesi, tedbir kararından sonraya ilişkin somut şiddet veya şiddet tehdit olgusu isnadı bulunmadığı, kararın uzatılmasını gerektirir boyutta güncel makul ve somut bir gerekçenin belirtilmediği, daha önce verilen koruma kararlarının amaca uygun ve yeterli olması” şeklinde özetlenebilir.
5- KORUMA KARARI ZATEN YAPILMASI YASAKLANAN EYLEMLERI HATIRLATICI NITELIKTEDIR VE HIÇ BIR KÜLFET OLUŞTURMAMAKTADIR.
6284 sayılı yasa mad 5 /1 gereğince belirlenen tedbirler yurttaşların zaten yapmaması gereken eylemlerle sınırlıdır Önleyici kararının uzatılmasının karşı taraf dahil hiç kimseye zararı ve külfeti bulunmamaktadır. Hiçbir hakkını ihlal etmemekte ve kısıtlamamaktadır.Karşı tarafı “bir şey yapmaya” zorlayan ve hak ihlali oluşturacak hiçbir tedbir bulunmamaktadır.
5/1 maddesinde yer alan, şiddet olarak tanımlanacak söz ve davranışlardan kaçınma, iletişim araçları ile rahatsız etmeme, eşyalarına zarar vermeme, mağdurun bulunduğu yere yaklaşmama tedbirleri karşı tarafa hiçbir yükümlülük yüklememektedir. Verilen karara saygı duyulduğu sürece karşı tarafın zarar görmesi söz konusu değildir.
6-“ ÖNCE ŞIDDET GÖR, SONRA GEL KARAR VEREYIM” ANLAMINDA ZATEN KARAR VERILEMEZ.
Zira bu durumda zaten şiddet önlenmemiş ve bundan sonra 2 şiddeti önlemek amaçlanmaktadır. Bu durum 6284 düzenlemesi ile uyumlu değildir.Diğer yandan yeni delilin /olayın olmaması mahkemece karar reddi gerekçesi yapılamaz. Hatta yeni delilin/olayın olmaması mahkemece verilen koruma kararının başarısını ve amaca uygunluğunu gösterir. Mahkemece daha önce verilen koruma kararı şiddeti önlemiş olup sonuç başarılı sayılarak karar amacına uygun olduğu ve devamı halinde de şiddet önleneceği değerlendirilmelidir.
Yeni delil/olay istemek verilen karara uyulmamış olduğunu gösterir .
Mahkemece önleyici kararının uzatılması isteğinin reddi kararı ise “şiddetsizlik iklimini” korumaktan vazgeçme anlamına gelmektedir
7-MAHKEMELER FİİLEN DELİL ARAMAKTADIR.
Şiddetin önlenmesi talebinde yeni delil ve olay aranması kanunun amacına aykırılık oluşturmaktadır.
Mahkemelerin yukarıda itiraz ettiğimiz gerekçeleri ise fiilen delil ve ihlal şartına bağlı önleyici karar verileceği sonucuna götürmektedir.
Oysa 6284 Sayili Kanun koruyucu hukuk niteliğinde olup kanunun 1 maddesinde (Amaç, kapsam ve temel ilkeler ) bölümünde de belirtildiği gibi sayılan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir..
Hatta kanunun 2/1-e maddesinde şiddet mağduru tanımlanırken “” Şiddet mağduru: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişileri”” denerek hem doğrudan veya dolaylı olarak şiddete maruz kalmayı hem de şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişi” dahi mağdur olarak tanımlanmıştır.
Dolayısı ile şiddetin önlenmesi yasanın ilk ve en önemli amacı olduğu halde mahkemece “yeni delil / olay olmadığı “ gerekçesi ile tedbir talebinin reddi kararının yasanın amacına uyar tarafı yoktur.
8-6284 SAYILI KANUNDA ŞİDDETİN ÖNELENMESİ KARARININ UZATILMASI İÇİN YENİ DELİL SUNULMASI ZORUNLULUĞU HİÇ BİR ŞEKİLDE BULUNMAMAKTADIR.
Kanunun 8 maddesinde tedbir kararının ilgilinin talebi ,Bakanlık ve kolluk görevlileri ile Cumhuriyet Savcısının başvurusu ile karar verilebileceği düzenlenmiştir. Hatta 8/2 de kararın uzatılması için yukarda sayılanlara ilaveten “resen” de kararın uzatılabileceği düzenlenerek talep olmasa dahi tedbir kararının uzatılmasına olanak sağlanmıştır.
Hatalı anlamalara yol açmayacak şekilde8/3 maddesinde “koruyucu kararlar için şiddetin uygulandığı hususunda delil ve belge aranmaz” denmiş ise de zaten çoklukla yapılan başvuru korucu karar için değil “ önleyici” karar verilmesi taleplidir.
Kanunun hiçbir yerinde kararın verilmesi veya mevcut kararın uzatılması konusunda delil – şiddete uğrama şartı-sunulması şartı bulunmamaktadır. Öyle ise mahkemece yeni delil olmadığı gerekçesi ile verilen ara kararın kanunilik ilkesi de eksiktir.
SONUÇ VE TALEP: Mahkemelerce önleyici kararın uzatılması isteklerinin yetersiz ve yerinde olmayan gerekçe ile reddedilmesi AİHS 14 maddesinde yer alan ayrımcılık yasağının AİHS 8 maddedeki özel ve aile hayatının korunması hakkı ile bağlantılı olarak ihlaline yol açacak niteliktedir. Mahkemeleri şiddetin önlenmesi konusunda – şiddet mağdurunu korumayı önceleyecek , şiddeti önleyecek daha etkin kararlar vermeye davet ediyoruz.
KAHDEM
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi